Kazakistan, dinler arası diyaloğun en önemli platformlarından biri olan VIII. Dünya ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresini 17–18 Eylül 2025’te Astana’da gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in başkanlık ettiği kongreye; İslam, Hristiyanlık, Budizm, Yahudilik, Hinduizm, Taoizm, Zerdüştlük ve Şinto temsilcilerinin yanı sıra uluslararası kuruluşlardan isimler, akademisyenler ile siyaset ve sivil toplum dünyasından aktörler katıldı. Etkinlik, dinler arası iş birliğini güçlendirmeyi, kutsal mekânların korunması, barış içinde birlikte yaşam ve gençliğin rolü gibi başlıklarda somut öneriler geliştirmeyi hedefliyor. Kongrenin ana teması “Dinler Diyaloğu: Gelecek için Sinerji”ydi. Türkiye'yi temsilen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Kadir Dinç'in katıldığı kongrede açılış konuşmasını yapan Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, "Dünyamızdaki mevcut durum, artan gerilimler ve kötüleşen küresel gündemle karakterize ediliyor. Çeşitli çatışmaların sayısı önemli ölçüde arttı. Bu istikrarsız dönem tüm insanlığa ağır bir darbe vuruyor. Ne yazık ki, askeri çatışmalar giderek artan bir sıklıkta alevleniyor. Geçmişten doğru dersleri çıkarmalı ve yapıcı ve açık bir diyalog için çabalamalıyız. Anlaşmaya varmanın başka yolu yok. Bu nedenle, Dünya ve Geleneksel Dinlerin Liderleri Kongresi'nin rolü olağanüstü olarak adlandırılabilir. Hümanizm bayrağı altında hareket eden barış elçileri olarak adlandırılabilirsiniz. Ortak çıkarlarla birleşerek, insanlığı asil hedeflere ulaşmaya yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Bunun için içten şükranlarımı sunuyorum" dedi. Tokayev, "Belge ortak hedeflerimizi tanımlıyor: barışı, yapıcı bir arada yaşamayı ve evrensel olarak kabul edilebilir ahlaki ilkelerin oluşturulmasını sağlamak. Tüm bunlar, eşi benzeri görülmemiş jeopolitik gerginlikler ortamında özellikle önemli. Kongre'nin nihai bildirgelerinin BM Genel Kurullarında resmi belge olarak dağıtılması da son derece değerli. Umarım 80. yıl dönümü oturumu da bir istisna olmaz" diye konuştu. Müslüman Dünya Birliği Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, Gazze'de yaşananları "soykırım ve organize suç niteliğindeki açlık" olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu bu felaketi durdurulmamasından sorumlu tuttu. İnsanlığın bu trajedi karşısında sessiz kalarak yargılanmaya devam edeceğini vurgulayarak, masumları korumak ve kısıtlama olmaksızın yardım ulaştırmak için acil eylem çağrısında bulundu. Genel Kurul oturumunun sonunda bir bildirge imzalandı. Uluslararası topluma yönelik bu stratejik belge, küresel zorluklara dikkat çekmeyi ve insanlar arasında barışı, karşılıklı anlayışı ve dayanışmayı teşvik etmeyi amaçlıyor.
Hızlı, reklamsız ve yapay zeka özetli haberler için mobil uygulamamızı indirin
Hızlı, reklamsız ve yapay zeka özetli haberler için mobil uygulamamızı indirin